- garip kimse
- unusual person
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
Allahın adamı — garip, saf, zavallı (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
abus — sf., esk., Ar. ˁabūs 1) Somurtkan (kimse) 2) Çatık, asık (yüz) Abus çehreli bir adamın ne namazı ne niyazı ne zekâtı ne orucu makbuldür. Ö. Seyfettin 3) Garip, acayip Genç, esmer kız tahayyül ediyor, zihninde müphem hayallere karışan abus… … Çağatay Osmanlı Sözlük
abuzambak — is., ğı, hlk. Garip sözler söyleyen, tuhaf hareketlerde bulunan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
acube — is., Ar. uˁcūbe 1) Tuhaf kimse Mahallede acubelerin diline düşmekten korkuyorum. P. Safa 2) Tuhaf, alışılmadık, garip şey … Çağatay Osmanlı Sözlük
hilkat garibesi — is. 1) Bedeninde doğuştan normal olmayan gariplikler bulunan kimse 2) mec. Acayip, garip, tuhaf şey … Çağatay Osmanlı Sözlük
manyak — sf., ğı, Fr. maniaque 1) Maniye yakalanmış (hasta) 2) mec. Gülünç, garip, şaşırtıcı davranışları olan (kimse) 3) ünl., hkr. Aptal, çılgın, dengesiz, deli anlamlarında bir seslenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
nasihatçi — is. Öğüt veren kimse, öğütçü Birinci ciltte garip, kaçık, bön, saf gördüğümüz Don Kişot, ikinci ciltte nasihatçi, oldukça muvazeneli bir adam oluyor. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
biliş çıkmak — tanımak, önceden tanış olmak Hiç kimse bu kara yağız garip yiğide biliş çıkmadı. K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEKRE — Belirsiz olan. * Çıban ve yaradan çıkan kan ve irin. * Garip ve gülünç fıkralar. * Hoş sohbet ve hazır cevap kimse. * Gr: Belirtilmemiş isim, neye delâlet ettiği belli olmayan (harf i tarifsiz) isim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük